Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Suudi Arabistan ile 2023’te ikili ticaret hacminin 6,8 milyar dolara ulaştığını belirterek, “Ticaret hacmimizi, dengeli ve hızlı bir şekilde artırarak kısa vadede 10 milyar doların üzerine çıkarmanın gerçekçi bir hedef olduğunu düşünüyoruz. Orta vadedeki hedefimiz ise ikili ticaretimizdeki sektörel çeşitliliği artırarak 30 milyar dolara ulaşmak ve bunun ötesine geçmektir.” dedi.
Yılmaz, Beşiktaş’taki bir otelde düzenlenen Türkiye-Suudi Arabistan Yatırım ve İş Forumu’nun galasında yaptığı konuşmada, Suudi Arabistan heyetini İstanbul’da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, geniş kapsamlı bir perspektifle karşılıklı yatırımlar ve turizm işbirliklerini artırmak için organize edilen forumun hayırlara vesile olmasını diledi.
Türkiye ve Suudi Arabistan ekonomilerinin birbirini tamamlayıcı nitelikte olmasının ticari ilişkilerin gelişmesinde itici bir rol oynadığını belirten Yılmaz, Suudi Arabistan ile ilişkilerinin yeni döneminde, ticari ilişkileri iki ülkenin potansiyeline yakışır noktalara getirme gayretinde olduklarını ifade etti.
Yılmaz, iki ülke liderlerinin sergilediği güçlü siyasi irade sayesinde ikili ticari ilişkileri geliştirme yönünde önemli adımlar attıklarına işaret ederek, “2023 yılında ikili ticaret hacmimiz 6,8 milyar dolara ulaştı. Burada ticaret hacminde iki yılda yüzde 50’ye yakın bir artış söz konusu. Ticaret hacmimizi, dengeli ve hızlı bir şekilde artırarak kısa vadede 10 milyar doların üzerine çıkarmanın gerçekçi bir hedef olduğunu düşünüyoruz. Orta vadedeki hedefimiz ise ikili ticaretimizdeki sektörel çeşitliliği artırarak 30 milyar dolara ulaşmak ve bunun ötesine geçmektir.” diye konuştu.
Suudi firmalarının bugüne kadar Türkiye’ye 2 milyar dolar yatırım yaptığını aktaran Yılmaz, özellikle ülkelerin iş çevrelerini bir araya getirebilecek etkinliklerin sıklaştırılmasıyla karşılıklı yatırımların kolaylıkla arttırılabileceğine inandıklarını dile getirdi.
Yılmaz, Suudi Kamu Yatırım Fonu ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin başlattığı yakın temas ve işbirliğinin ülkeler için büyük ekonomik faydalar sağlayacağına inandığını ifade etti.
“Yatırım ortamını reformlarla iyileştirmeye devam ediyoruz”
Türkiye’nin geride kalan 21 yıllık dönemde ekonomik gelişimine katkı sağlayan en temel unsurlardan birinin uluslararası doğrudan yatırımlar olduğuna değinen Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Uluslararası yatırımlar, ülkemiz ekonomisinin büyümesine, teknolojik dönüşümüne, nitelikli istihdamın oluşumuna, kaynaklarımızın etkin kullanılmasına ve ihracatımızın artmasına etki etmiştir. Bu süreçte, uluslararası yatırımların ülkemize çekilmesi amacıyla birçok reform gerçekleştirilmiş, Türkiye’nin iş ve yatırım ortamının cazibesi ve rekabetçiliği artırılmıştır. Nitekim, 2002 yılından bugüne 260 milyar doların üzerinde bir doğrudan yatırım Türkiye’ye gelmiştir. Özellikle salgın sonrası süreçte Türkiye, uluslararası araştırmaların sonuçlarına göre hem tedarik hem de yatırım yeri olarak ön plana çıkmaktadır. Uluslararası yatırımcıların farklı ihtiyaç ve beklentilerini karşılayan kapsamlı bir ekosistem sunarken, yatırım ortamını reformlarla iyileştirmeye devam ediyoruz.”
Başkanlığını yaptığı Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulunun son dönemlerde yoğun mesai sarf ettiğini, yeni bir eylem planı hazırladıklarını dile getiren Yılmaz, gelecek dönemde bu eylem planının da hayata geçmesiyle yatırım ortamının daha da iyileşeceğini düşündüklerini söyledi.
Yılmaz, uluslararası yatırımlar kapsamında teknoloji, savunma, yenilenebilir enerji, petro-kimya, finans, turizm ve konut gibi çeşitli sektörlerin yatırımcılar için fırsatlar sunduğunu kaydetti.
Suudi Arabistan’dan yatırımcılara hitap eden sektörler arasında özellikle kimyasallar, makineler, gıda ve içecek işleme, otomotiv, havacılık, ilaç ve biyoteknoloji, tıbbi cihazlar ve malzemeler, askeri üretim, yenilenebilir enerji, inşaat malzemeleri ve madencilik alt sektörlerinin öne çıktığına dikkati çeken Yılmaz, “Her alanda Suudi Arabistan’ın Kamu Yatırım Fonu’nun (PIF) yatırım vizyonuyla örtüşen Türk şirketlerinin fizibilitelerini değerlendirmek üzere işbirliğine açığız.” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu ile ekonomisini çeşitlendirmeyi, petrole olan bağımlılığını azaltmayı ve daha sürdürülebilir bir gelecek inşa etmeyi amaçladığını aktararak, “Türkiye Yüzyılı ve 2053 vizyonlarımız ile Suudi 2030 Vizyonu’nun sadece iki ülkeye değil, tüm bölgeye önemli büyük ekonomik faydalar sağlayacağına inanıyoruz. 3,3 trilyon dolarlık bir yatırımı içeren Suudi 2030 Vizyonu kapsamında Neom, Diriyah Gate, Qiddiya ve Kızıldeniz projesi gibi mega projelerde firmalarımızın aktif rol almasını arzu ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Irak Kalkınma Yolu Projesi’nde de yakın bir işbirliği yürütebileceğimize inanıyoruz”
Suudi Arabistan’ın, müteahhitlik sektörü için dünyadaki en önemli ülkelerden biri olduğunu belirten Yılmaz, Türk müteahhitlerinin Suudi Arabistan’da bugüne kadar 27,6 milyar dolar tutarında 402 proje üstlendiğini, bu rakamlarla Suudi Arabistan’ın, Türkiye’nin değer bazında en fazla proje üstlendiği 6’ncı ülke konumunda olduğunu söyledi.
Yılmaz, bu minvalde, özellikle Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu vasıtasıyla finanse edilen dev projelerde, Türk müteahhitlerinin beceri ve kabiliyetlerinden istifade edilmesinde fayda gördüklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
“Türk müteahhitlik firmalarının Yeşil Mutabakat alanındaki ilerlemelerinin de Suudi 2030 Vizyonu kapsamındaki hedeflerinizle son derece uyumlu olduğunu belirtmek isterim. Bizler de iş modellerini daha sürdürülebilir bir geleceğe doğru yeniden yapılandırıyoruz. Gerek Suudi Arabistan’ın fosil yakıtların giderek payının düşeceği bir dünyaya gerçekçi bir şekilde hazırlandığı yeni vizyonu gerekse bizim 2053 Karbon Nötr Ekonomi Vizyonumuz birbiriyle örtüşen vizyonlardır. Bu konuda da çok önemli işbirliği alanlarının olduğunu ifade etmek isterim. Bildiğiniz üzere Türkiye olarak Paris Anlaşması’nı onayladık ve 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefini belirledik. Bu bağlamda yeşil ve dijital dönüşümü, bütün planlarımızda, programlarımızda önemli bir eksen olarak tarif etmiş durumdayız.”
İş çevrelerinin üçüncü ülkelerde de işbirliği yapabileceğine inandıklarını, Suudi Arabistan’ın başta Afrika ve diğer gelişmekte olan ülkeler olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde yatırım yapmak istediğini gördüklerini belirten Yılmaz, “Türkiye olarak Afrika ve diğer gelişmekte olan ülke pazarlarına erişim konusunda önemli fırsatlara sahibiz. Ayrıca, Ukrayna’nın yeniden inşası sürecinin yanı sıra bölgemizin refahına katkıda bulunacak olan Irak Kalkınma Yolu Projesi gibi yeni projelerde de işbirliği imkanlarının olduğunu düşünüyoruz. Körfez İşbirliği Konseyi ve ülkemiz arasında imzalanacak bir serbest ticaret anlaşması, ülkelerimiz arasındaki büyüyen ekonomik ortaklığı daha ileriye taşıyacaktır. Bu konuda da özellikle önümüzdeki dönem özellikle Suudi yetkililerin desteğini beklediğimizi ifade etmek istiyorum.” diye konuştu.
“Önceki yıla göre Suudi Arabistan’dan ülkemize gelen turist sayısı yüzde 65 artış göstermiştir”
Kültür ve turizm alanında işbirliğinin geliştirilmesinin önemine dikkati çeken Yılmaz, Suudi makamlarının Türk vatandaşlarının elektronik vize uygulamasına imkan tanıyan yeni düzenlemeleri hayata geçirmesinden büyük memnuniyet duyduklarını ifade etti.
Yılmaz, bu durumun, iş insanlarının vize sorunlarının çözülmesine büyük katkı sağlayacağını, ikili ticari ve ekonomik ilişkilerde önemli bir ilerleme kaydedilmesini getireceğini söyledi.
Türkiye’nin son 20 yılda turizm alanında büyük bir aşama kaydettiğini, geçen yıl itibarıyla 50 milyon turisti ve 54 milyar dolar geliri aşan bir performansın söz konusu olduğunu aktaran Yılmaz, 2024 yılında ise 60 milyon turist ve 60 milyar dolar turizm geliri hedeflediklerini dile getirdi.
İki ülke arasındaki turizm verilerine değinen Yılmaz, şunları kaydetti:
“Geçtiğimiz yıl, bir önceki yıla göre Suudi Arabistan’dan ülkemize gelen turist sayısı yüzde 65 artış göstererek 830 bini buldu. Kısa vadede 1 milyonu geçmemiz ve uzun vadede çok daha yüksek rakamlara çıkmamız gerekiyor. Türkiye’den de Suudi Arabistan’a sadece hac ve umre için değil, Suudi Arabistan’ın yaptığı yeni yatırımlarla oluşturduğu fırsatları düşündüğümüzde farklı amaçlarla Türkiye’den Suudi Arabistan’a turizmin de yakın gelecekte çok farklı noktalara geleceğine inanıyorum.”
Yılmaz, forum kapsamında turizm alanında işbirliği anlaşması imzalayacak firmaların yeni işbirliklerine örnek olacağına ve turizmde yeni kapılar açacağına inandığını ifade ederek, “Dünya çapında bir etkinlik olan World Expo 2030’a ev sahipliği yapmak üzere seçilmesinden dolayı Suudi Arabistan’ı kutluyoruz. Bu başarı sadece Suudi Arabistan’ın uluslararası imajını güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda bölgesel katkılar da sağlayacaktır. Çok sayıda saygın Türk firmasının katılacağı World Expo 2030’da inşallah Türkiye’yi prestijli pavilyonumuzla temsil edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan’ın turizm sektöründe mega projelere yönelik vizyonunu takdirle takip ettiklerini aktaran Yılmaz, Türkiye’nin bu projelerde işbirliğini artırmak istediklerini ve mega projeler alanında önemli turizm ortaklıkları kurabileceklerine inandıklarını dile getirdi.
Ülkelerinin potansiyelini en üst seviyeye çıkarmak, sürdürülebilir bir ekonomik büyüme içinde işbirliğini artırmak ve iş çevrelerini küresel rekabetin zirvesine taşımak için birlikte çalışmaya kararlı olduklarının altını çizen Yılmaz, forumda imzalanacak işbirliği anlaşmalarının pek çok başarı hikayesine vesile olacağına inandığını sözlerine ekledi.
GÜNDEM
16 Ekim 2024SPOR
16 Ekim 2024GÜNDEM
16 Ekim 2024SPOR
16 Ekim 2024SPOR
16 Ekim 2024GÜNDEM
16 Ekim 2024GÜNDEM
16 Ekim 2024